2019 yılında beyazperdedeki yerini alan, Ari Aster’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Midsommar, alışılmadık mekan seçimleri ve konuyu anlatım teknikleriyle korku kategorisinde sinemanın sınırlarını fazlasıyla zorlamıştır. Film İskandinav’ya kültüründeki ritüelleri konu almıştır. Fakat bu ritüellerin yapıldığına dair kanıtlar yoktur, varsayımlar vardır. Bu varsayımlar ile harika bir başyapıt bizlere sunuluyor.
Filmin ilk dakikaları Amerika’da geçmektedir. Daha çok iç mekanlarda ve loş ortamlarda çekilen bu kısımlar da yalnızlık duygusu çok fazla hissedilmektedir. Baş karakter olan Dani ailesini kaybetmiştir ve derin bir üzüntü içerisindedir. Sevgilisi Christian, Dani’nin bu üzüntülü sürecinde yeteri kadar yanında olmamaktadır.
Filmin ikinci kısmında ise Christian’ın bir arkadaşının, onu, Dani’yi ve diğer birkaç arkadaşlarını kendi yaşadığı yere, İsveç’e götürmesiyle başlıyor. İsveç’te 90 yılda bir yapılan festivale katılıyorlar. Filmin 2.kısmı 1.kısmına göre daha aydınlık ve renkli ortamlarda geçiyor.
Festivalde büyük bir topluluk görüyoruz ve bu topluluk bütün faaliyetleri beraber yapıyorlar. Örneğin; aynı yerde yan yana dizili yataklarda uyuyorlar, herkes birbiriyle benzer beyaz renkte kıyafet giyiniyor ve yeme/içme gibi faaliyetler bile topluluk halinde yapılıyor. Sadece bunlarla sınırlı kalmayarak bütün hisleri de birlikte yaşıyorlar. Birisi ağladığı zaman topluluk içerisindeki diğer kişiler de ağlıyor, birisi bağırdığı zaman herkes bağırıyor.

Bu festivalde ritüel zamanı geldiğinde ise daha önceden belirlenmiş olan kişi ya da kişiler kendilerini yüksek bir tepeden aşağı atıyorlar. Topluluk kişilerin belli bir yaşa geldikten sonra yaşamaması gerektiğini düşünmektedir. Ve bu düşünceyle kurban ediliş şekli ile topluluktaki insanların 10 yıl boyunca kötülüklerden korunduğu varsayılıyor.
Daha sonra ise Mayıs Kraliçesi seçme dansı yapılıyor ve bütün genç kızlar bitkin halde yere düşene kadar bu dansa devam ediyorlar. Bu dansta ayakta kalan kişi ise Dani oluyor ve Mayıs Kraliçesi, Dani seçiliyor. Dani bu festivalde yaşadığı zorlu süreçlerden sonra bütün geçmişini arkasında bırakıyor.
Filmin son sahnesinde ise Dani artık topluluğa katılmış, benimsemiş şekilde çiçeklerin üzerini sardığı bir şekilde karşımıza çıkıyor…

Film; eğer ayrıntıları kaçırmadan izliyorsanız gerçekten sizler için keyifli ilerleyebilir. Çoğu zaman 2.izleyişte çözülebilecek ayrıntılar mevcut. Örneğin; filmin başında ve festival alanında Dani ve sevgilisi Chiristian’ın başına gelecek olayları tablolarda görüyoruz. Yönetmen, film beyazperdeye girmeden önce yaş sınırını biraz daha aşağı indirmek için 30 dakikalık bir bölümü kesmiş olduğunu da röportajlarında söylemiş. Buna rağmen çoğu sahne rahatsız edici. Gerçekten izlenmesi zor bir yapıt. Etkisini uzun süre üzerinizde hissedebilirsiniz. Filmi iyi bir psikolojide izlemenizi öneriyorum 🙂

