Sonsuzluğun Hüzünlü Kraliçesi… İngiliz Edebiyatında Önemli Bir Yer Edinmiş Yazarımız Virginia Woolf. Daha önce sadece sözlerini okuduğum ve ismini bildiğim bir yazar olan Virginia’yı daha yakından tanımak istedim. nazanarisoy.official hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan o kadar güzel anlatmış ki yazarın hayatını , elinizden bırakamıyorsunuz. Yazı dili gayet sade ve anlaşılır. Bazı bölümlerde Virginia’nın yaşantısına karşı kendi fikirlerini ve yorumlarını yapmış. Daha önce biyografi okumamış olanlar için güzel bir başlangıç olabilir. Fakat okumak isteyenleri kesinlikle uyarmalıyım ki kitap, psikolojik olarak çokça etkileyici bir kitap. Virginia’nın hayatını ve kitabı özet geçecek olursam;
Virginia Woolf 25 Ocak 1982 tarihinde Victoria Döneminde doğmuş, o dönemin şartlarından dolayı kızların okula gidememesinden kaynaklı okula gidememiş , babasının kütüphanesi ile okumalar yaparak kendisini olabildiğince geliştirmiştir.13 yaşında annesini kaybetmiş , 15 yaşında annesi yerine koyduğu ablası Stellayı kaybetmiştir. Bu kayıplardan sonra kalbinde derin yaraları olan Virginia her ne kadar baabasına ihtiyaç duymuş olsa da babası da bu kayıplardan sonra kendisini odasına kapatarak hiç kimseyle konuşmamaya başlamış ve derin bir depresyonla ölümünü beklemeye başlamıştır. 22 yaşında da babasını kaybeden Virginia, yaşadığı ölüm acılarının kendisini ölüme yaklaştırdığını söylemektedir ve artık Virginia’da babası gibi ölümü bekleyerek yaşamaya başlamıştır.
Acıları ailesinin ölümleriyle sınırlı kalmayan Virginia ve kardeşi Vanessa henüz çocukken başlayan üvey kardeşleri Gerald ve George’nin uzun yıllar süren tacizlerine uğramışlardır.
Virgina büyüdükçe aşk hayatında kararsızlıklar başlamıştı. Çocukluktan ergenliğine kadar yaşamış olduğu cinsel tacizlerden sonra erkeklere olan bakış açısı değişerek kadınlara karşı daha ilgili olmuştur. Fakat Virginia çocuk isteğinden dolayı kuzeni Lytton Strachey ile nişanlandı. Bu süreç fazla uzamadan ani karar verdiklerini düşünerek karşılıklı olarak pişmanlık duyup ayrıldılar.
Virginia 10 Ağustos 1912’de Leonard Woolf ile evlendi. Leonard, Virginia’nın olumsuz yönlerine ve çoğu insanın kaldıramayacağı depresyonlarına rağmen her zaman onu sevmiş ve her zaman Virginia’nın yazılar yazmasına öncülük etmiştir. Kendisi için bir basımevi kurmuştur ve Virginia, yazdığı kitapları burada yayınlatmaya başlamıştır. Her şeye rağmen hiç çocukları olmamıştır ve Virginia çocuk hasretini yeğeni ile gidermiştir. Çocuklarının olmaması Leonard için hiçbir sorun teşkil etmemiştir.
Evli olmasına rağmen kadınlara olan ilgisini kaybetmeyen Virginia, kendisi gibi evli olan Vita Sackville ile tutkulu ve uzun soluklu bir aşk yaşamıştır. Ayrıldıklarında Virginia 1928’de yayımlanan Orlando romanını Vita’ya ithaf etmiştir.
Her şey uzun süredir yolunda gittiği sürede, Virginia Perde Arası romanını yazarken artık kendisini yeteri kadar yetenekli görmemeye başladı. Virginia yetersizlik hissinin getirmiş olduğu huzursuzluk ve strese dayanamayarak ruhsal bunalıma girdi ve 28 Mart 1941 yılında ceplerine taşlar doldurup, evlerinin yakınındaki Ouse nehrine kendini bıraktı. Virginia Woolf ardında iki mektup bıraktı. Bunlardan birisi eşine diğeri ise kardeşineydi. Virginia Woolf intihar ettiğinde 59 yaşındaydı…
VIRGINIA WOOLF’UN ÖNEMLİ ESERLERİ
Dışa Yolculuk
Gece ve Gündüz
Jacob’un Odası
Mrs. Dalloway
Deniz Feneri
Orlando: Bir Yaşamöyküsü
Dalgalar
Yıllar
Kendine Ait Bir Oda
Pazartesi ya da Salı
Londra Manzaraları
Flush, Bir Köpeğin Romanı
Üç Gine
Perde Arası
Virginia Woolf’un Günlükleri
